7 Nisan 2011 Perşembe

Heyday/Artı değer nasıl ele geçirilir?/How to get surplus value?









HEYDAY — Yeniliklerin Yayılması
Volkan Aslan, Antonio Cosentino, İnci Furni, Anna Heidenhain, Marisa Maza, Suat Öğüt, Gamze Özer, Tayfun Serttaş, İrem Tok, Yeni Anıt

2.01.-12.02.2011
Manzara Perspectives
Tatar Beyi Sokak 27, Kuledibi, Beyoğlu, İstanbul
http://www.altiaylik.blogspot.com/

İstanbul’u, New York’u ve belki seni seviyorum, ama aslında bu şehirlerden hiçbirine gitmedim ve seni de tanımıyorum. Hong Kong’a gitmişsin, sevdim bunu. Dostun bana savaşma seviş diyor ve tamamen yanlış anlaşıldım gibime geliyor. Ayrıca elektrik santrallerine ve nasyonalizme de karsiyim, buna karşın Bukowski’yi severim, ama o ifadeler şu anda çamaşırhanede.

İnsanlar durmadan kendilerini anlatıyorlar: tercihlerini, en sevdikleri şeyleri, dünya görüşlerini ve inançlarını veya espri anlayışlarını. Bu itiraflar, tekstille kaplı göğüslerde, fermu­arla ve düğmeyle kapanmamış o bomboş alana kazılmış olarak sokaklarda dolaşıyor. Her ne kadar trend oluşturmanın ve bu trendlerin etkisine açık olsalar da, artık tişörtler, bir moda unsuru olmaktan çok öteye geçti. Bu giysi parçası politik görüşlerin, kültürel ilgi alanlarını ve toplumsal hareketleri açıkça ifade etmenin bir aracı haline geldi. Belli bir arkadaş grubuna bir sosyal girişime ait olma ihtiyacını, ama aynı zamanda siktir git modunda bir toptan inkarı da dile getiriyor. Rengarenk baskılarla göze batan pozisyonların görüldüğü trazıyla bekarlara adapte edilen tişört artık sahibinin kimliğini belirleyen bir kitle ürünü oldu.

Pop kültürünün bir ikonu ve kolektif bir hafızanın imaj taşıyıcısı olarak tişört sadece nostaljiyi, uygunsuzları veya sosyal aidiyet veya sınıflandırma çabasını tarif etmekle kalmıyor, aynı zamanda çeşitli düşünce, fikir ve görüşlerin kamusal alanda fırtına gibi estiği dönemlerde de ifade özgürlüğü stratejilerini tanımlıyor.

Heyday projesi sokak kültüründen doğan ve sergi alanında gelişen bir sanat ortamı olarak tişörtü mercek altına alıyor.

Heyday 2010 İstanbul Kültür Başkenti katkılarıyla ve Taşınabilir Sanat projesi çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
HEYDAY — Diffusion of Inventions

12.01.-12.02.2011
Manzara Perspectives
Tatar Beyi Sokak 27, Kuledibi, Beyoğlu, İstanbul
http://www.altiaylik.blogspot.com/
I love Istanbul, New York, maybe you, but actu­ally I have never been to any of those places and also I don’t know you. You have been to Hong Kong and I like that. Your fri­end tells me to make peace, not war and I feel completely misunderstood. I am also aga­inst power plants and nati­onalism, while I like Bukowsky, but those statements are in the laundry right now
People are constantly communicating themselves: their preferences, their favorites, their world views and convicti­ons or their sense of humor. On the unbuttoned and unzipped free space right on the textile chest these confessi­ons are walking aro­und in the stre­ets. T-shirts have become more than a fashion item, even if they are subjected to trends as well as setting them. This piece of cloth is a tool for the open expression of political beli­efs, cultural interests, and social movements. It expresses the need to belong to a peer group, a social collective and at the same time its total denial in a fuck you mode. Adapted to the single one via multicolored prints in prominent positi­ons the t-shirt is a mass product that shapes the identity of the owner.
As an icon of pop culture as well as image carrier of a collective memory, it not only describes nostalgia, misfits, or the effort of social belonging and classification, but also strategies of the expression of fre­edom of spe­ech, when tho­ughts, ideas, and views storm the public space.
The Heyday project investigates the t-shirt as an artistic medium that develops thro­ughout street culture and exhibition space.
Heyday had been realised with the financial support of 2010 Istanbul European Capital of Culture within the framework of the Portable Art Project.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder


new colossus
is a personal history project
in which artistic documents to
monuments are transformed by ferhat kamil satici.

sculpture is a document of carving and assembling.
construction is a document of dividing
and combining.
static is a document of gravity.
form is a document of process.
art is a document of living.
my ego is a document of existence.
new colossus is a monument
of this transformation